Zirkonyum kaplama son zamanlarda en çok tercih edilen kaplama türlerinden biridir. Bunun altında yatan temel neden diğer kaplama türlerinden daha doğal bir görünüm elde edilmesini sağlamasıdır.
Estetik tedavi anlayışına öncelik veren diş hekimlerinin öncelikli tercihi olan zirkonyum kaplama uygulamadan sonra doğal ve estetik bir görünüme kavuşmak isteyen hastalar açısından da son derece etkili bir alternatiftir. Diş kaplamalar metal destekli ve metal desteksiz kaplamalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Metal destekli kaplamalara ait uygulamalar sırasında kullanılan desteklerin hastaya kullanım noktasında zorluklar çıkarması söz konusu olabilmektedir.
Yaprak diş kaplaması olarak da bilinen laminate veneer estetik diş tedavisi yöntemleri arasında en sık tercih edilenlerden biridir. Kozmetik ve estetik diş hekimliğindeki ilerlemelere ve gelişmelere bağlı olarak daha çok ilgi gören laminate veneer prosedürünün genellikle estetik gülüş tasarımı kapsamında uygulanması tercih edilir. Laminate veneer prosedüründe dişler 0.3-0.5 mm kalınlığında yaprak porselenlerle kaplanır. Böylece lekeli, sararmış ya da kırık dişler onarılıp mükemmel ve pürüzsüz bir görünüme kavuşturulmuş olur.
Dişin en üst tabakası olan mine tabakası dişin dış yüzeyini kaplayan en sert doku olma özelliğine sahiptir. Aynı zamanda dişin cansız ve hücre içermeyen dokusu olan mine aslında gelişimi sırasında hücre içerse de daha sonra hücreler ölür. Dişin içinden dışına doğru ölen hücrelerin uzantıları kaldığında içten dışa gözle görülemeyecek kadar küçük ve gözenekli bir doku yüzeyi oluşur. Buna por denilir. Diş mine tabakası kristalize bir doku olmasının yanı sıra yaklaşık &97’si inorganik maddelerden meydana gelir. Vücuttaki kalıcı dişlerin sürmesi esnasında parlak ve beyaz gözenekli mine yüzeyi; kişinin tükettiği besinlere, renkli içeceklere, kullanılan ilaçlara, sigara kullanımına ve benzer etkenlere bağlı olarak kirlenir. Dişin yüzeyinde meydana gelen lekeler ve renklenmeler zamanla yüzeysel lekelenmeden içsel renk değişimine dönüşür. Meydana gelen renk değişimi sonucunda dişlerin rengi daha koyu ve sarı olur. Kişide ilk diş sürmesinden sonra şeffafsı ve parlak beyaz renkte olan diş yüzeyi renklenme sonucunda dişin ucundan diş etine doğru daha koyu bir renge dönüşür.
Dişlerde çeşitli nedenlere bağlı olarak lekelenmeler sıklıkla oluşsa da günümüzde kullanılmakta olan farklı yöntemler sayesinde diş lekelenmeleri bir sorun olmaktan çıkarılabilmektedir. Dişlerin bakımlı olması için dişlerdeki lekelerin temizlenmesi ve beyaz bir görünüm kazanması diş beyazlatma yöntemleri sayesinde mümkün olmaktadır. Bunun yanı sıra diş eti sağlığı da kesinlikle ihmal edilmemelidir. Dişlerde beyaz bir görünüm elde edilmesi için uygulanabilecek en etkili yöntem lazerle diş beyazlatma olarak kabul edilmektedir. Dişlerin lekeli ve sarı bir görünüme sahip olması doğuştan olabileceği gibi çeşitli gıdaların tüketilmesinden de kaynaklanabilmektedir. Bu nedenle diş beyazlatma prosedürleri uygulanmadan önce dişlerdeki renklenmelerin neden kaynaklandığı doğru şekilde tespit edilmeli ve kişi özelinde en etkili olacak yöntem uygulanmalıdır.
Diş beyazlatma kalemi son zamanlarda giderek daha sık kullanılan ürünlerden biri haline gelmektedir. Çoğunlukla çay, kahve ve sigara tüketimine bağlı olarak dişlerde meydana gelen sararmaların ya da çeşitli lekelenmelerin giderilmesi amacına yönelik olarak kullanılır. Bu tür maddelerin tüketiminin yanı sıra diş bakımının düzenli ve doğru şekilde yapılmaması da dişlerde sararma ve lekelenme oluşmasına neden olabilmektedir. Diş beyazlatma kalemi bu tür lekelerin giderilmesinde etkili ürünler olarak bilinmektedir.
Son zamanlarda oldukça popülerlik kazanan Bleaching yani diş beyazlatma tedavisi giderek daha yaygın bir hale gelmektedir. Bu sayede hem daha beyaz dişlere hem daha estetik gülüşlere sahip olmak mümkündür. Diş ve ağız yapısı açısından önemli bir ayrıcalık olan diş beyazlatma seanslarının genellikle iki seans halinde uygulanması önerilse de bu durum kişi özelinde ihtiyaca ve elde edilmek istenilen beyazlığa göre değişiklik göstermektedir. Kişi özelinde belirlenen seans sayısının uygulanması ile daha etkili ve kalıcı sonuçlar elde edilmesi mümkün olmaktadır.